Köy ve Dernekler için Hazırlanmış Wordpress Teması Hizmetinizde..!! www.mbtasarim.com farkıyla..
Merhaba Ziyaretçi; Bugün Saat
Köyümüzden Manzaralar.. Köyümüzden Manzaralar.. Köyümüzden Manzaralar.. Köyümüzden Manzaralar.. Köyümüzden Manzaralar..

ALPAGUT KÖYÜ

Örf ve Adetlerimiz


DÜGÜNLERİMİZ

İlçemiz düğünleri köylerimizde 4 gün, ilçe merkezinde ise 2 gün sürmektedir...İlçemizde düğünler, genellikle köylerde çarşamba günü akşamı, ilçe merkezinde cumartesi günün akşamı ( Kına gecesi) eğlencesi ile başlar kına gecesinden sonra ertesi günün sabahı, 


damat donatma (Giydirme) töreni yapılıp gelin almaya kız evine gidilir. Gelin alınıp damat evine getirilir. Akşam damat konulur, üçüncü gün (Duvak) denilen bölümle düğün sona erer...
Düğünlerde, genellikle davul-zurna eşliğinde eğlenceler yapılır. İkram olarak da pirinç çorbası, pirinç pilavı güveç ve helva verilir

OYUNLARIMIZ

 

 

 

 

 

 

 

Düğünlerde davul-zurna eşliğinde ateş etrafında (Simsim) denilen oyun oynanır. Simsimden sonra eğlenceye halay çekmeyle devam edilir. Yöremizde oynanan halay oyunları şunlardır:

 Sallama
 Tek Ayak 
 Çift Ayak
 Üç Ayak
 Ekinci
Ayrıca düğünlerde ( Köylerde) Kadı oyunu, deve oyunu ve bunun gibi isimlerde piesvari oyunlarda oynanır.

İlçemizin genel olarak en  meşhur yemeği ramazan aylarında fırınlarda pişirilen Keşkek yemeğidir bundan başka yöremize özgü yapılan yemekler şunlardır.

 

 
 

 Pıtı
 Perişka
 Tirit
 Erişte
 Oğmaç
 Buğdaydan yapılan Ugut
 Ahlat dövmesi ile Buğday kavurgasından öğütülerek yapılan Kavut ( Ayranı ve Pelazası 
 İri tarhana
İnce Tarhana
Yarma Çorbası ( Ayranlı )'dır.

 

 

Ayrıca bayramlarda, düğünlerde yağmur duasında Bulgur pilavı (Etli) yapılır. İlçemizin Şeyhyunus Köyünde, her 7 yılda bir 7 Büyük baş hayvan kurbanı yapılması gelenek haline gelmiştir

 

 

 FERFENE SİZE NEYİ HATIRLATIR
 
FERFENE: Çankırı ve yöresinde, yüzyıllardır devam eden, 20. yüzyılın ikinci yarısında yaşantımıza giren radyo,sinema,TV gibi eğlence araçlarıyla sosyal,kültürel ve ekonomik nedenlerin yavaş yavaş ortadan kaldırdığı geleneksel bir eğlence ve kültür aktivitesidir.
1960 lar da başlayan ekonomik, sosyal ve kültürel sebeplere dayalı 'köy boşalması' gerçeği de ferfene geleneğinin de sonunu getirmiştir. Bu eğlenceler kuralsız, rastgele, öylesine bir araya gelişler olmadığı gibi, Çankırı yöresinin Yâren geleneğinden sonra, en kapsamlı kültür ve eğlence organizasyonlarıydı. Ferfeneler, uzun kış gecelerinde en az haftada bir yapılan eğlencelerdi. Yâren kadar kesin kuralları olmasa da yine de uyulması gereken ilkeleri vardı. Genç kız ve gelinler kendi aralarında, yaşı daha büyük hanımlar kendi aralarında, delikanlılar kendi aralarında, yetişkin aile babası erkekler kendi aralarında "ferfene yerlerdi." Kış başlarken köylerde ferfene grupları oluşturulurdu. Kim kimle kafa ve gönül uyumu içindeyse ferfene yemek üzere sözleşirler, yeterli sayıya ulaşınca bir evde toplanırlar haftada hangi gün toplanacaklarını, kurallarını kararlaştırırlardı. Genelde ferfene grupları altı kişiden başlayıp yirmi kişiye kadar çıkabilirdi. Bütün kış boyu birlikte ferfene yiyen grupların varlığı gibi, bir-iki ferfenelik geçici gruplar da olabilirdi. ". Bu hafta birlikte bir ferfene yiyelim mi?" diye başlayan bir teklife karşısındaki "Yanımızdaki doğru kişiler kim olacak?" diye cevap verir. Sayılan kişileri uygun bulur ve gönlü yatarsa teklifi kabul ederdi.

Ferfene genelde akşam yemeğinden sonra başlardı. Ferfeneye katılanlar bir evde toplanırlar, selamlaşır, hal hatır sorulur, ailelerde ve çevrede gelişen güncel konuları konuşurlardı. Kimin kızı, kimin oğluna ulaşmış (nişanlamış), kimlerin gurbetten mektubu gelmiş, hatta bu hafta kimin ineği buzağılamış haberler alınır verilirdi. Daha sonra isteğe göre eğlence ve oyunlara geçilirdi. Yüzük oyunu, tura oyunu gibi oyunlar vardı ki çok büyük maharetler sergilenirdi. Oynayanların günlerce aklından çıkmaz, tadı damağından yıllar geçse gitmezdi. Oyunlarda yapılan muziplik ve şakaların kalite ve orijinalitesi yıllarca belleklerde yaşardı. Coşku doruğa çıktığında türkü çağrılıp yöreye özgü oyunlar oynanırdı. Her ferfenede oynanan orta oyunları mukavemet ve sabrı gerektiren, sezgi ve zekayı zorunlu kılan oyunlardı.Oyunlar inanılmaz bir neşe, samimiyet ve disiplin içerisinde adeta bir sanat gösterisi gibi oynanırdı. Bir "kim vurdu" oyunu, oynayanlar kadar seyredenler için de zevkli bir seyir haline gelirdi. Bazen yüzük oyunu "iddialı" oynanırdı. Yenilen taraf yenen tarafa kararlaştırdıkları bir şey ikram etmek durumunda kalırlardı. Genelde bu helva, tavuk, veya yöresel birlikte yenecek gıdalar olurdu. Ya da yenilen takıma çeşitli cezalar verilirdi.(Gece Muradınlara çıkıp ateş yakmak, Mezarlığa gidip yatmak. Vb.)

"Ferfene yemek" deyimi, ferfeneye katılanların gece yarısından sonra birlikte yedikleri lezzetli yemek, meyve, çerezler ve içilen şerbet vb. içeceklerden gelmektedir. Oynayıp eğlenen ferfene grubu yorulup duvara dayalı yan yastıklarına dayanıp oturduklarında sofra bezleri serilir, yer sofralarının üstüne yiyecekler sıralanırdı. Yenir içilir, sohbet edilirdi. Birbirlerinin ihtiyaçları sorulur, yardım için söz alınır verilirdi. Kız ve kadınların ferfenelerinde de eğlencelerin yanında, bebeklerin hastalıklarının tedavisine, gönül yaralarından örülen renkli çorapların desenlerine kadar bir çok ilgi çekici ve ortak konu konuşulup paylaşılırdı. Bu paylaşmanın, kardeşlik ve dostluğun mutlu sıcaklığı gönüllerinde olarak bir dahaki ferfeneyi şimdiden özlemiş olarak vedalaşır, ellerindeki fenerleri veya siperli idareleri ile gecenin karanlık ayaz veya karını böle böle dağılıp evlerine giderlerdi.
Sanıyorum ki bölgemizdeki yüzlerce köyün, uzun, soğuk kış gecelerinde gönülleri sıcak tutan bu gelenek artık yok. Olacağınıda tahmin edemiyorum. Beraber ferfene yediğimiz arkadaşlarımızdan ölenlere rahmet,sağ olanlara selamlarımı sunuyorum. Hepsi geçmişte bir anı olarak akıllarımızdan silinmeyecek.

Eski düğün törenlerinde Köyümüz kızlarına kına yakılır iken tabla üzerine oturtulup,

Çevresinde tur atarlar , aşağıda yazılı olan maniyi söylerler ve nakarat bölümünde de havaya kaldırırlarmış.

 

 

 

 

HELESA

 


İstanbuldan Gelir Kutu

İçi Dolu ÇÖREK Otu

Güzellere Güzel Koku

Çirkinlere Sıçan .....

Helesa Heylim olsa,bir güzel olsa


 İstanbulda Uzun Çarşı,

Uzun Çarşı direk ister

Söylemeye Yürek İster

Benim Karnım Tokdur ama,

Arkadaşım Börek İster,

Helesa,heylim olsa bir güzel olsa.

toplam 118715 ziyaretçi (245138 klik) kişi burdaydı!